Yaşamın sırlarından biri... formu yok, rengi yok; tıpkı hayatın kendisi gibi: saf,temiz ve yaşam veren.

Ve Piano Tuşları ile Anjelika Akbar
Albüm, dinlemeye başladığınız andan itibaren sizi bir duygu seli ile beraber, içinde bulunduğumuz dünyanın bütün karmaşası ve yorgunluğundan alıp, sakin, yumuşak, dinlendirici ve keyifli bir dünyanın içine doğru bir yolculuk yaptıracak. Kendinizi, duygularınızı dinlerken rahatlayacak, piyano tuşlarının o akıcı ve uyumlu sesi ile birlikte, belki hayaller kuracak belki ağlayacak, belki de hafifleyip uçacaksınız, ama hangi his olursa olsun, böyle bir albümü dinlerken kendinizden birşeyler bulmanız ve yaşamanız kaçınılmaz bir güzellik.

Albüm, herkese hitap edebilecek bir yapıya sahip. Klasik müzik zemininde değerlendirirsek post romantik bir müzik dili ama bunun yanı sıra akıcı olması ve yeni müzik hissi vermesi new age müzik hissi uyandırıyor. Ama aslında new age'ten farkı belirgin ezgiler olması ve akustik piyanonun kullanılmasıdır. Bir başka yorum ise John Winston'un müziğine benzetme ama gene burada da atlanan A. Akbar'ın müziğinde olan yüksek tansiyon ve akıcılık, Winston'un müziğinden hemen ayrılmasını sağlıyor. Ve bu benzetmeler devam edip gidiyor. Çünki albüm çok fazla müzik tarzını kaplar gibi. Bu yüzden her türlü müziksevere hitap edebiliyor.

Aramızda bulunan bu albümü kesinlikle dinlemelisiniz, böylesine duygu karmaşası içinde bulunduğumuz zamanlarda, en önemli şart: yaratıcı saf sevgi duygusunu yitirmemek ve kendi çapında evrenin kaosunu güzelliğe çevirmeye çabalamaktır.

Peki bu üstün yetenekli sanatçının albümünün dokusu, biz dinleyenlere yaşattığı duygular nasıl? Size biraz parçalardan bahsetmek istiyoruz.

SU... yaşamın sırlarından biri formu yok, rengi yok: saf, temiz, hayat dolu.

ÇİNTAMANİ, efsaneye göre binlerce yıl önce, Tanrılar uzak bir yıldızdan bir taş getirdiler dünyamıza. Taş birleştirici güce sahipti, dünyanın yegane kurtarıcısıydı: çünkü bu taş 'sevgi'nin taşıydı; yürek biçimli, ortası parlak kristal.

YÜREK, bembeyaz bir beste yürek�saf, temiz ve yoğun; sevgiyi tanımlıyor. Sevgi; hırsın, nefretin, kaygının, inançsızlığın, korkunun düşmanı.

İşte Akbar, sevgi dolu ve diyor ki; "Küçüklüğümden beri içimde büyüyen ve derinleşen bir okyanus var, bir müzik okyanusu. Elimi uzattığımda, dokunduğum anda müzik bana akıyor. İçimdeki coşkular, üzüntüler, tüm sevgiler müziğimin içinde. Benim hayat felsefem bu. "Sevgi ve Umut". Benim için sevgi evreni yaratan bir güçtür" ve Anjelika içinde öyle büyük bir sevgi taşıyor ki, ayırt etmeksizin her şeyi seviyor; işte sonra bu büyüyen sevgileri müziğine katıp tekrar yaşıyor ve bizlere de yaşatıyor.

Albümünde sevgiye, sevgi üzerine kurulan, sevgi sayesinde ortaya çıkan dıygulara yer veriyor. Evrenin ve insanın diyaloğunun müzik olduğu düşünülürse, hem aracı hem mesajı kendisidir. Müzik mesajının özü sevgidir. Sevgi, evreni yaratan bir güçtür.

O kadar sevgi dolu, coşkulu, aydınlık, yumuşak ve romantik ki etkisi altında kalmamak mümkün değil. Ruhunuza, kalbinize, içinize işliyor.